Düzenli olarak, özellikle hikaye bazlı oyun oynayan insanlar dünyayı daha farklı görebilirler. Peki oyun oynamak sizi daha iyi bir insan yapar mı?
Çoğumuz, ya hep bir film senaryosu yazmak istemişizdir; ya da en yakın seçenek olarak "interaktif senaryolu" oyunlara zaman ayırırız. Milyonlarca Kazushige Nojima adayı gibi ben de bir zamanlar "oyunlar için senaryo yazımı rehberi" satın almıştım. Eğer bu konuda kaynak önerisi isterseniz David Trottier'in "The Screenwriter's Bible: A Complete Guide to Writing, Formatting, and Selling Your Script" adlı kitabı, senaryo işlerinin "incili" olarak, okumanız gereken ilk kitap diyebilirim. Doğrudan oyun senaryoları ile ilgili olmasa bile Hollywood hakkında özel bilgilerle ve harika bir filmin yapımına dair iç görülerle dolu olması, sizi bir oyuın senaryosu yazmaya da hazırlayacaktır.
Temelleri oturttuktan sonra okumanız gereken ikinci kitap, kesinlike "The Greatest Stories Ever Played: Video Games and the Evolution of Storytelling" olmalı. Bu iki rehberi okuduktan sonra, filmler, romanlar ve oyunlar arasında keskin bir ayrım olduğunu fark edeceksiniz. Filmler; hikayeyi ilerletmek için fiziksel aksiyona dayanan "görsel bir araç" iken, romanlar genellikle bir karakterin içsel düşünceleri ve deneyimleri etrafında şekillenir. Roman formunun gücü iç çatışmadan geliyor. Lakin oyunlar, aksiyon ve iç çatışmayı harmanlayan benzersiz bir deneyim sunarak; sinema ve romanın en iyi yönlerini bir araya getiriyor.
Oyunlar, tıpkı romanlar gibi bizi başkalarının zihinlerine sokuyor.
Dünyayı karakterlerin gözünden görürüz, ama aynı zamanda onların düşünceleriyle de düşünürüz. Dorian Karchmar'ın da belirttiği gibi;
"Okurların -ve bu durumda oyuncuların- kendilerinin olmayan bakış açılarını anlamaları ve deneyimlemeleri kurgunun en çıldırtıcı noktasıdır."
Kurguyu Deneyimlemek Bizi Daha İyi Yönde Değiştirir
Kurgu okumanın bizi iyi yönde değiştirebileceğine dair yeni kanıtlar bulunmıştu. Dünyadaki eğitim müfredatının beşeri bilimlerden uzaklaşıp ağırlıklı olarak STEM (Fen ve Matematik) konularına yöneldiği düşünüldüğünde, dünyanın bu değişimde neler kaybettiğini irdelemeye değer. Personality and Social Psychology Bulletin dergisinde yayınlanan bir araştırma, çocukken çok fazla edebi kurgu okuyan yetişkinlerin, okumayanlara göre daha karmaşık bir dünya görüşüne sahip olduğunu ortaya koymuştu. Çalışmanın ilk yazarı ve Wisconsin-Madison Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde yardımcı doçent olan Nick Buttrick;
"Tekrarlayan sonuçlardan biri, gençken daha sık kurgu okuyanlarda daha az özcülük, artan psikolojik zenginlik ve entelektüel alçak gönüllülük gibi şeyleri öngörmektir" diyor.
Yeni araştırmalar, bu gelişimin romanlarla kısıtlı olmadığını, kurguyu interaktif biçimde deneyimlemenin de insanlara hem fiziksel hem de iç görü olarak yeni kabiliyetler kazandırdığını gösteriyor.
Oyun Oynamak Zekayı Artırır
Bunun yanına, oyun oynamanın zekada ölçülebilir bir artış yaratmasını da ekleyelim. Karolinska Institutet ve Vrije Universiteit Amsterdam'daki araştırmacılar, 5.000 ABD'li çocuğun ekran alışkanlıkları ile iki yıl boyunca zekâlarının nasıl geliştiği arasındaki bağlantıyı incelemişti. Sonuçlar, düzenli bilgisayar oyunu oynayan çocukların zekâlarının, ortalamadan yaklaşık 2,5 IQ puanı daha fazla arttığını göstermişti. Buna karşılık, TV ve video izlemenin ve sosyal medya ile ilgilenmenin bilişsel yetenekleri üzerinde önemli bir etkisi olmamıştı. Başka çalışma da bilgisayar oyunları ve IQ ile ilgili yukarıdaki bulguları destekliyordu. York Üniversitesi, iki çok oyunculu PC oyunundaki (League of Legends ve Dota 2) beceri ile yüksek zeka seviyeleri arasında bir bağlantı buldu.
Oyun Oynamak Dikkati Keskinleştirir
ABD ve Çin'deki araştırmacılar video oyunlarının dikkati nasıl etkilediğini inceledi. Profesyonel oyuncular (rekabet bazlı oyunları oynama konusunda 2 yıldan fazla deneyime sahip ve League of Legends oyuncularının en üst %7'sinde yer alan) ya da casual oyuncular (altı aydan az oyun deneyimine sahip ve oyuncuların en alt %11'lik diliminde yer alan) olan öğrenciler üzerinde çalıştılar. Araştırmacılar hem profesyonel hem de casual oyuncuların sadece bir saat oyun oynadıktan sonra dikkat becerilerinde iyileşme olduğunu tespit etti. Bununla birlikte, bu etkilerin ne kadar sürebileceğini belirlemek için daha derinlemesine araştırmalara ihtiyaç olduğunu vurguladılar.
Oyun Oynamak Hafızayı Güçlendirir
Birinci şahıs nişancı oyunları, oyuncuların hızlı hareket eden durumlara hızla tepki vermesini gerektirir. Leiden Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, bu tür oyunlarını oynamanın hafızayı güçlendirip güçlendiremeyeceğini araştırdı. Araştırma, haftada beş saat oyun oynayan kişilerle hiç oyun oynamamış kişileri karşılaştırdı. Oyuncular, oyuncu olmayanlardan daha iyi performans gösterdi. Oyun oynamanın, beyni yeni bilgileri güncelleme konusunda daha esnek hale getirmek için eğittiğini ve böylece hafıza kapasitesini artırdığını gördüler.
Oyun Oynamak Öğrenmeyi Geliştirir
Oyunlar, öğrencilerin ilgisini çekmek ve onları motive etmek için giderek daha fazla kullanılıyor, ancak öğrenme kazanımlarını da destekliyorlar mı? Amerikan Psikoloji Derneği (APA) oyunlarının öğrenmeyi nasıl etkilediğini inceledi ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu kabul etti. 2015 yılında, son 20 yılda, eğitsel bilgisayar oyunlarının etkinliğine ilişkin dokuz büyük araştırma incelemesi yapıldığını ve bu incelemelerde araştırmaların "oldukça çeşitli, dağınık ve odaklanmamış olduğunu ve önemli sayıda metodolojik olarak kusurlu çalışma bulunduğunu" belirtmişlerdi. Buna rağmen, öğrenmeyi olumsuz yönde etkilediğine dair tek bir araştırma sonucu ya da görüş bildirmediler.
Daha sonra Robles ve Quintero tarafından 2020 yılında yapılan bir çalışma, bilgisayar oyunlarının lise matematik becerilerini öğretmede etkili olabileceğini ortaya koydu. Deney grubundaki öğrenciler, ele alınan konularda yaklaşık %14'lük bir gelişme göstermiştir.
Oyun Oynamak Problem Çözme Yeteneğini Artırır
Birçok oyunda başarılı olmak; planlama, stratejik düşünme ve mantık gerektirir, ancak bu, oyuncuların oyuncu olmayanlara göre daha iyi problem çözme becerileri geliştirmesiyle sonuçlanır mı? 2013 yılında Kanada'da, dört yıl boyunca 1.492 lise öğrencisi üzerinde yapılan bir araştırma, strateji oyunları oynamanın bir sonraki akademik yılda daha iyi problem çözme becerisi ve okul notları ile olumlu yönde bağlantılı olduğunu ortaya koymuştur.
Oyunlarda problem çözmenin faydası, oyuncuların uzun vadeli sonuçları görmeyi beklemeden, bir problemi çözmek için farklı yollar deneyebilmeleridir. O oyunu kaybedebilirler ancak bir sonraki oyunda veya seviyede taktiklerini yeniden düşünebilirler. Bu deneme-yanılma yaklaşımı faydalı bir hayat dersidir.
Sonuç: Oyun Oynamak Sizi Daha İyi Bir İnsan Yapabilir
Yazının başında bahsettiğim Buttrick; "bazı insanların, başkalarını, aşırı basitleştirilmiş anlatıların merceğinden görme eğiliminde olduğunu" açıklıyor. Örneğin, bir kişinin siyasi görüşünün, ırkının, milliyetinin veya ekonomik inançlarının onunla ilgili her şeyi açıkladığını düşünürler. Farklı kurguları deneyimleyen ve başkalarının bakış açısını görüp, içselleştirebilen çocuklarda bu merceğin odağı genişlemiş ve farklı olasılıklara da yer açmıştır.
Bu arada, psikolojik zenginlik (Buttrick'in çalışmasında edebi kurgu ile ilişkilendirilen bir diğer özellik) hayatın ilginç ve perspektif değiştiren deneyimlerle dolu olduğu hissini tanımlar - inançlarınız her zaman yeni karşılaşmalar ve yeni bilgiler temelinde gelişir. Burada da çocukluk döneminde kurgu eserlerle vakit geçirenlerin çok daha yüksek puan alma eğiliminde olduğunu söylüyor. (Başka bir çalışma, psikolojik zenginliğin "iyi bir yaşamın" önemli bir bileşeni olabileceğini, belki de bizi meşgul ve meraklı tuttuğunu ortaya koymuştur).
Kanıtların büyük bir kısmı, kurgu okumanın, kurguyla vakit geçirmenin ve oyun oynamanın bize birbirimize daha dikkatli, daha şefkatli ve daha anlayışlı bakmayı öğretebileceğini, zekamızı, algılama becerilerimizi ve hafızamızı güçlendirebileceğini gösteriyor. Bu çalışma, kurgu okumayı -ya da kurgusal karakterleri deneyimlemeyi- belirli karakter özellikleriyle ilişkilendiren tek çalışma değil. Daha önceki pek çok araştırma, kurgu okuyan insanların -sadece edebi türde değil, herhangi bir kurgu- daha empatik olma eğiliminde olduklarını, yani başkalarının ne hissettiğini daha iyi anlayabildiklerini ve paylaşabildiklerini ortaya koymuştu. Buttrick ayrıca kurgunun, başka bir kişinin düşünce ve davranışlarını daha iyi tahmin etme ve yorumlama yeteneğindeki gelişmelerle ilişkilendiren araştırmaların da altını çiziyor.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi bizimle sosyal medya kanalları üzerinden paylaşırsanız çok seviniriz. İyi hafta sonları!
Web2 ve Web3'ün Buluştuğu Platform: Troy
Misyonumuz yalnızca genel olarak P2E olarak adlandırılan, ama NFT Games, Blockchain Games, P&E Games, Crypto Games olarak da adlandırılan her türden web3 oyunu ile topluluğumuzu buluşturmak değil; geleneksel ve popüler web2 oyunlarını da oynamak, tanıtmak, ödüllü turnuvalar düzenlemek ve odağımızı "oyun" üzerinde tutarak büyümek istiyoruz. İyi bir oyunun kazandırdığı tüm değerlerin yanında, gerçek hayata transfer edilebilecek bir gelir, bizim için bir bonus... Amacımız önce oynamak, sonra eğlenmek, ardından geliştirmek, kazanmak ve paylaşmak.
Siz de Aramıza Katılın!
Bizimle birlikte eğlenmek, öğrenmek, gelişmek ve kazanmak istiyorsanız, hemen, şimdi ücretsiz olarak aramıza katılın. Tek yapmanız gereken Discord server'ımıza gelmek ve bize selam vermek! Geri kalan her şey için sizinle iletişimde kalacak ve sizi yönlendireceğiz! Bizi kaliteli, eğlenceli ve bilgilendirici paylaşımlar yaptığımız sosyal medya hesaplarımızda da takip etmeyi unutmayın! Aramıza hoş geldiniz!
Web Sitesi | Discord | Twitter | Instagram | Facebook | Telegram | TikTok | YouTube